Ukrayna

Ceyda Karan’la Eksen

İsrail’in Lübnan’daki terör saldırılarını, ABD’de seçimlere dış müdahale iddialarını, Batı’nın İsrail ve Ukrayna ikiyüzlülüğünü ve Rus medyasına uygulanan sosyal medya sansürünü, Gazeteci ve yazar Çağlar Tekin ile konuştuk.

‘ABD seçimlerine müdahalenin İsrail’den gelmiş olabileceğine dair çeşitli makaleler ve belgeler ortaya kondu’

Çağlar Tekin, İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler ile yaptığı saldırının Batı tarafından kınanmadığına dikkat çekti. ABD’deki seçimlere müdahale konusunda delil olmadığı halde sürekli Rusya’nın öne sürüldüğünü hatırlatan Tekin, diğer yandan somut deliller ile İsrail’in seçime müdahale ettiği gerçeğinin örtbas edildiğini kaydetti:

“O denkleme Türkiye’den bakarsak birden fazla nokta olduğunu görürüz. Bunlardan birisi de Lübnan’la alakalı. Ortada büyük bir terör saldırısı var. İsrail’in yaptığı bu saldırı, Cenevre Konvansiyonu dahil birçok anlaşmaya aykırı. Kimsenin aklına sivillerin topluca öldürülmesinin ciddi bir terör saldırısı olduğu fikri gelmiyor. Aksine, ABD yaptığı açıklamada ‘İsrail’in kendini savunma hakkı var’ diyor. Bu açık bir ikiyüzlülük ve soykırımı destekleme hali. Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale ettiği yönündeki söylemler de aynı denklemin diğer tarafı. İlk kez görmüyoruz bunu. 2016 ABD başkanlık seçimlerinden sonra başladı bu iddialar. Amerika’da soruşturmalar da yürütüldü bu konuda. Soruşturma savcısı, Rusya’nın müdahale ettiğine ilişkin ‘çok fazla delil elde ettim’ dedi. Savcı bu delillerin ne olduğunu söylemedi. Ve sonradan soruşturma birden kapatıldı. Üstelik çok sayıda delil elde ettiğini söyleyen savcı bu konuda hiçbir açıklama yapmadı.

Bir savcı, elinde hiçbir delil yokken birtakım izlenimler elde ettiğini söyleyerek soruşturmayı yıllarca devam ettirdi. Ve sonrasında savcı, ‘yanılmışım’ bile demeden dosyayı kapattı. Normalde bu yapılamaz ama Amerika’da bu yapıldı. O soruşturmanın bir tarafı daha vardı. ABD seçimlerine müdahalenin gerçekleşmiş olabileceği, müdahalenin de İsrail’den gelmiş olabileceğine dair çeşitli makaleler ve belgeler ortaya kondu. Netanyahu’nun ABD ziyareti esnasında yaptığı ziyaretler var. İsrail genelkurmay başkanlığı da yaptı çeşitli ziyaretler. Şu anda muhalefet partisi lideri Gantz da ziyaretlerde bulundu. Fakat İsrail ile ilgili bu iddialara ilişkin soruşturma yürütülmedi. İsrail’in ABD seçimlerine müdahalesine dair çeşitli somut deliller de vardı ama bir soruşturma açılmadı. Rusya’nın müdahalesiyle ilgili söylemler, delil bulunamadığı ve soruşturma kapatıldığı halde devam ediyor. İkiyüzlülük devam ediyor diyebiliriz.”

‘Batı’da hala sezgi üzerine soruşturma yürütülüyor’

Meta’nın Rus yayın kuruluşlarına yönelik delil, soruşturma ve mahkeme kararı olmaksızın yasaklama getirmesinin hukuksuz bir hareket olduğunu açıklayan Çağlar tekin, Batı dünyasının ifade özgürlüğü söylemlerinin ikiyüzlü olduğunu belirtti:

“Rus medyasına çeşitli ek yaptırımlar geldi. İlk defa gerçekleşen bir şey değil bu. Yine birtakım açıklamalar geldi. Burada da seçimlere müdahale etmeye yönelik ‘sezgileri’ olduklarını söylüyorlar. Sezgi üzerinden yaptırım getirmek, hukuk normuna sığabilecek bir şey değil. Hukukun egemenliğinden bahsedebiliyorsak ve bu değerin temsilcisi Batı dünyası ise, bu yapılamaz. Bizleri Batı’ya göre geri insanlar olarak görüyorlar. Fakat Batı’da hala sezgi üzerine soruşturma yürütüyorlar. Üstelik bu medya sansüründe de delil ortaya koyamadılar. İşte bu ikiyüzlülük, Lübnan’da on binlerce insanın ölmesine sebep olabilecek, dünyanın en büyük terör saldırılarından birini de görmezden geliyor. Telsizlere bomba koyup binlerce insana zarar verdiler. Hizbullah Lübnan’ın yasal bir partisi. İsrail, Lübnan kanunlarını hiçe sayıp böyle büyük bir saldırı yaptı. Bu konuda Blinken’ın açıklaması çok trajikti. ‘Rusların buna ilişkin plan yaptığını düşünüyoruz’ dedi. Plan yapmak suç değil ki zaten, harekete geçmek su. Ben birini evde öldürmeyi tasarlayabilirim. Birini öldürmeyi tasarlamak, tek başına tutuklanma gerkeçesi değildir. Bu konuda somut adım atmış mıyım? Atmadıysam delil ortaya koyamazsınız. META’nın hedef aldığı isimler, Rus medyasının önemli isimleriydi ve delil olmadan yasaklara maruz kaldılar.”

‘İsrail’in Filistin’de uyguladığı soykırımın bir benzerinin Batı tarafından Ukrayna halkına uygulandığını görüyoruz’

ABD’nin gerçekleri ortaya koyan medyaya sansür uyguladığını kaydeden Çağlar Tekin’e göre Batı halkları, uygulanan sansüre rağmen dayatılan fikirleri reddediyor. Sansürü en yoğun yaşandığı jeopolitik olayın Ukrayna krizi olduğunun altını çizen Tekin, Batı’nın Ukrayna halkını savaşa sokarak adeta bir soykırım uyguladığını dile getirdi:

“Bir insanın fikir beyan etmesi üzerinden ‘bu sansasyon yaratır’ diyerek engellenmesi, ifade hürriyetinin asgari oranda varlığına tahammül edememek anlamına geliyor. ABD, böyle bir denklemde birilerinin mevcut verileri ortaya koymasından rahatsız. Aksi halde yalan söylemenin suç olduğuna dair kanun çıkarır, yalanı tespit eder, somut deliller üzerinden birtakım yaptırımlar getirebilirlerdi. Ama bunun yerine ‘planlar yapılıyor, düşünceler var, düşüncelere önlem alıyoruz’ diyorlar. Filistin meselesinde de Ukrayna meselesinde de aynı tutum geçerli. Filistin’de şunu yaşadılar: Egemenler ve elitler İsrail’e sonsuz bir destek verdi, halk ise Filistin’in yanında. ABD’de aylardır durdurulamayan bir İsrail karşıtı protestolar bütünü var. Ukrayna mevzusu üzerine de onlarca materyal üretildi. Batı dünyası bunların hiçbirini kabullenmedi. Üstelik pek çoğu bu baskıdan yılmaya başlamış durumda.

Batı dünyası, Ukrayna’ya ilişkin B Planı ortaya koyamadı. ‘Son Ukraynalı ölene kadar savaş devam edecek’ diyorlar. Ben uydurmuyorum bu ifadeyi. Birçok defa bu cümleyi kullandılar. Buradan bakarsak, İsrail’in Filistin’de uyguladığı soykırımın bir benzerinin Batı tarafından Ukrayna halkına uygulandığını görüyoruz. Yapılan bir neo-nazi darbe var. İktidar daha sonra biçimlendirildi ve ülkenin bir kesimi dışlandı. Minsk Anlaşması yok sayıldı. Ukrayna ordusu binlerce kişiyi katletti. Zalime direnmek uluslararası insani bir haktır. Bunlar, Rusya’nın müdahalesi öncesinde yaşandı. Rusya daha Ukrayna’ya müdahale etmeden önce, BM raporlarına yansıyan çok büyük katliamlar vardı Ukrayna’da. Batı dünyasında, 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük katliamlardan birisi yaşandı. Bunu en son Yugoslavya’da gördük. İnsanlar bu katliama isyan edince Rusya müdahale etti.

Batı ise Rusya ile ilgili tüm gerçeklerin örtülmesi için çabaladı. Biz doğrudan Merkel’den duyduk. ‘Minsk’i imzalamayı sağladık, amacımız Ukrayna ordusunu savaşa hazırlamaktı’ dedi. Dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir gazeteciyi, ‘Sen planlar yapıyorsun’ diyerek yasaklayamazsın.”

‘İsrail bir terör saldırısı yapıyor ve Batı eleştirmiyor’

Dünya genelinde aşırı ideolojilerin öne çıkarılmasıyla birlikte bir kutuplaşma ve düşmanlık ortamı yaratıldığına dikkat çeken Tekin, diğer yandan medyada ciddi bir karartma yaşandığını vurguladı. Batı’nın Rus medyasına sansür uygulayarak Ukrayna hakkındaki gerçekleri gizlediğini belirten Tekin, diğer yandan İsrail’in Lübnan’daki terör saldırısının eleştirilmediğini ifade etti:

“Teknik olarak böyle bir şeyi becerme şansları yok. Ama şunu yaratmaya çalışıyorlar: Dünyada yükseltilen bir aşırı sağ hikayesi var. Bu hikaye özellikle ABD’de, muhafazakarlaşma ile eş güdümlü ilerliyor. Gerçeklik değil de post-truth üzerinden, yani yeni yaratılmış gerçeklik üzerinden insanların kutuplaştırıldığı bir toplumsal yapı oluşturulmaya çalışılıyor. Ben açıkçası bunun bütüncül bir başarı sağlayabileceğini düşünmüyorum. Tabii şimdilik bu durum, iktidarlara hareket alanı tanıyor. Evet, Rus medyasının Ukrayna konusundaki yazılarını durdurabilirler belki. Fakat yıllardır çalıştıkları halde Batılılar, Filistin konusunda tahakküm yaratamadı. 7 Ekim’den sonra bütün Batı medyası, İsrail’in haklı olduğunun ve Filistinlilerin cezalandırılmasının haklı olacağının propagandasını yaptı. Evet Batı iktidarları İsrail’i alkışlıyor ama sokakları durduramadılar. Bu, halihazırda başka bir tartışmanın unsuru olsa da gerçeği örtme şansları bir yerden sonra bulunmuyor.

Kolektif bir aptallaşma yaratmaya çalışıyorlar. Bu planın başarılı olma şansı var fakat gerçeği henüz örtmeyi başaramıyorlar. Bu yüzden bu kıymetli. Tam da bu yüzden Ukrayna’ya ve İsrail’e destek verirken tepki görüyorlar. İsrail’e rahatça destek veremiyorlar. Üstelik bunu halklara rağmen yapıyorlar. ABD dahil toplumsal destek göremezsiniz İsrail için. Devletler el altından, halka rağmen yardımları sürdürüyor. Batı demokrasileri, toplumlara ve halkara rağmen işleyen bir demokrasi kıvamına gelmiş durumda. Halkların önceliklerinin, isteklerinin ve hukuk normlarının geçerliliği kalmamış durumda. Lübnan’da binlerce kişiyi öldürebilecek bir terör saldırısı yapıyor İsrail ve hiçbir Batı devleti eleştirmiyor. Desteklerini de sürdürüyorlar ve İsrail’e terörist diyemiyorlar.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gerçek ve kaliteli istanbul eskort bayanları
-
Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort